GemlikLife

Erdoğan'dan Bursa'ya Müjde

GEMLİK

Bursa’da konuşan Erdoğan, Bakan Müezzinoğlu’na Bursa’ya dev bir cami yapılması konusunda, yer bulunması gerektiğini söylediğini belirtti.

Bursa’da konuşan Erdoğan, Bakan Müezzinoğlu’na Bursa’ya dev bir cami yapılması konusunda, yer bulunması gerektiğini söylediğini belirtti.

Bursa Sultan Orhan döneminden bu yana daima bu milletin zafer müjdecisi olmuştur. Bursa 16 Nisan'da yeni yönetim sisteminin müjdecisi olmaya hazır mı? Ana muhalefetin başındaki zat ve avaneleri de bu şekilde içi boş konuşuyorlar. Bunlar adeta bir yalan makinesi. Birisi çıktı ne diyor: 16 Nisan'da evet çıkarsa bunları İzmir'e kadar kovalar, denize dökeriz diyor. Yahu senin haddine mi? Önce terbiyeni takın, ahlâksız! Seni Samsun'a çıkarmaz benim Samsunlu kardeşim! Sen Sivas'a giremezsin bu kafayla! Amasya'ya giremezsin! Ankara'dan geçemezsin. Sen kimi İzmir'den denize döküyorsun yahu! Sen bu ülkenin evet diyen evlatlarını ne zamandan beri bir Yunan gibi görmeye başladın yahu! Aynaya bak aynaya!

BİR ŞEYLER BİLİYOR ZANNEDİYORDUM AMA KAYIŞLARI ESKİMİŞ

Genel başkanları çıkmış bu ifadelerin doğru olmadığını söylüyor. Ey Kılıçdaroğlu senin bir genel başkan olarak yapman gereken ne biliyor musun, onu da öğreteyim sana. Bu adamı kesin ihraç etmen! Bu ülkede hayır diyen ne kadar saygınsa evet diyen de o kadar da saygın olmalı. Sana bir de demokrasi dersi verecek değilim Bursa'da. Çıkmış muhtarlığı kapatacakmışım diyor. Biz nasıl sandıktan geliyorsak muhtarlar da sandıktan geliyor. Ana muhalefetin başındaki zat bunu da bilmiyor. Bugün 2 bin muhtarla gerçekten güzel bir toplantı yaptık. Hepsinin size çok selamı var. Eski genel başkanları da çıkıyor, 16 Nisan'da hayır çıkarsa düşmanı İzmir'e dökmüş kadar sevineceklerini söylüyor! Yazıklar olsun. Bu işi biraz biliyordu zannediyordum ama anlaşılan o ki onun da artık kayışlar eskimeye başladı.

EY KILIÇDAROĞLU SEN BİR SABRİ DAHİ OLAMAZSIN!

Kılıçdaroğlu 15 Temmuz'a kontrollü darbe diyor. Kılıçdaroğlu sustum, sustum, sustum. Ama şimdi açıklayacağım. Gece 01.30 gibi Marmaris'ten Yeşilköy'e indim. Oraya geldiğimde baktım ki, halkım bizi orada bekliyor. Çağrımıza icap etmişler, meydanlara dolmuşlar. Orada hitap ettik, oturduk durum değerlendirmesi yaptık. İstanbul Valimiz, vekatelen Genelkurmay Başkanlığı'na atadığımız Ümit Paşa bir değerlendirme yaptık. Bir öğrendim ki saat 11.30'da Kılıçdaroğlu havaalanına gelmiş. Fakat sonra kaybolmuş. Daha sonra öğrendik ki Bakırköy belediye başkanının evine gitmiş. Hani sen bir zamanlar diyordun ki, bu ülkede darbe olursa ilk tankın üstüne ben çıkarım. Hani ne oldu? Niye kaçtın gittin? Demek ki bunlarda laf bol. İstanbul'da bir genç Sabri'miz 36 yaşında tankın altına kendini atıyor. Tank üzerinden geçiyor. O yılmıyor, arkadan ikinci tank geliyor, ikinci tankın altına da atıyor kendini. Orada kolu ayakları darbeler yiyor. Sen bir Sabri dahi olamazsın! Korkaklar zafer anıtı dikemez!

BU NE TERBİYESİZLİKTİR? CUMHURBAŞKANINI NEYE BENZETİYORSUN?

CHP'nin malum milletvekilinin lafına bak, "Allah ile yetkilerini dağıtıyor" diyor. Sonra meleklerin görevlerini sayıyor. Sonra diyor ki, siz tüm yetkileri Cumhurbaşkanı'na verirseniz o da bir kararname imzalasa ne olur! Haşa! Bir Cumhurbaşkanını neye benzetiyor! Sen bir kulu Allah ile aynı noktaya nesin getirirsin? Bu ne terbiyesizliktir? Seçilecek olan bir Cumhurbaşkanı, senin genel başkanın diyor ki, "Başbakan başka partiden, Cumhurbaşkanı başka partiden, bunlar kavga ederlerse ne olacak?" diyor. Kavga etmesinler diye birleştiriyoruz. Cumhurbaşkanı da bunu tek başına yönemiyor. Yanına bir tane, iki tane bilemedin üç tane yardımcı alacak. Kabine kuracak. Bütün ailesini diyor oraya yerleştirecek. Bunların hayatı hep yalan. Biz göreve geldik. Başbakan seçildiğimizde bizim kabine kaç kişiydi biliyor musunuz; 36. Ben bunu 25'e indirdim. 36'yı fazla gördüm.

16 NİSAN'DA BUNLARI SİYASET MÜZESİNE OBJE OLARAK KOYACAĞIZ

Kılıçdaroğlu'nun SSK genel müdürü olduğu zaman hastanelere sağlam gir hastane çıkardın. İnanın buna 5 koyun verin kaybeder gelir. Buradan ana muhalefetin endazeyi kaybetmiş yöneticilerine sesleniyorum; korkmayın 16 Nisan'da kimseye bir şey olmayacak. Biz sizler gibi denize dökmeyeceğiz. Biz güzel bir siyaset müzesi hazırlayacağız. O müzeye sizleri obje olarak koyacağız. Bu halkoylamasında evet çıkınca sadece ülkemizin yönetim sistemi değişecek. Emin olun herşey eskisinden daha güzel olacak.

CHP'LİLER BU SÜFLELERİ PENSİLVANYA'DAKİ ŞARLATANDAN ALIYORLAR

Biz CHP'lilerin bu süfleleri nereden aldığını çok iyi biliyoruz. Bunlar süfleyi Pensilvanya'daki şarlatandan alıyorlar. Onun 15 Temmuz'daki militanları dünyalarını ve ahiretlerini yakmaktan, yıkmaktan söz ediyorlar. CHP'lilere diyorum ki, bu şarlatanın yolu yol değil.

İDAM PARLAMENTODAN GEÇTİĞİNDE BEN BUNU ONAYLARIM

İdam parlamentodan geçtiği zaman ben de onaylarım. Benim 249 şehidimin adına affetme yoktur. Biliyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu 'evet' dedi. Bahçeli'nin ve sayın Başbakanın tavrı belli. Ben bunu onaylarım.

KILIÇDAROĞLU BUNU DA ÖĞRENDİN Mİ? DERSİNİ ÇALIŞMIYOR Kİ

Cumhurbaşkanı boşlukta olan bir konuda kararname çıkarabilir. Bu kararnameyi yasama durdurma yetkisine sahiptir. Kılıçdaroğlu bunu da öğrendin mi? Bilmiyor, dersini çalışmıyor. Çalışacaksın. Biz 40 yılımızı siyasete verdik. Gençliğimizden beri bu yollardayız. Ama bu işleri birbirine karıştırıp tehlikeli yerlerde geziyor.

BEN BU TOPRAKLARDA ÖLÜRÜM! BİZİM ALDIĞIMIZ TERBİYE BU

Birileri bize dedi ki 15 Temmuz gecesi. Buraya Yunan adaları yakın sizi oraya götürelim. Kendisi bizim hemşehrimiz. Dedim ki, "Asla! öleceğimi bilsem topraklarımda ölürüm. Biz o terbiye ile o kültürle büyüdük. Siz ne büyük milletsiniz. Allah'ıma hamdolsun bu millete hizmetle bizleri görevlendirdi. Ben bu milletle iftihar ediyorum.

BENİM MİLLETİMİN 'EVET' DEDİĞİ BİR ŞEY BİTMİŞTİR

Yarın Balıkesir Şehir Hastanesi'ni açıyoruz. Mersin, Isparta ve Yozgat'taki şehir hastanelerini açıyoruz. Bursa'da asıl ulaşım devrimini İstanbul-İzmir otoyoluyla yapıyoruz. Osmangazi Köprüsü'ne de hayır dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne de hayır dediler. İsteseler de istemeseler de benim milletimin 'evet' dediği bir şey bitmiştir.

SAYIN MÜEZZİNOĞLU'NA DEDİM: BURSA'YA DEV BİR CAMİ YAKIŞIR

Gelirken sayın Müezzinoğlu'na şunu söyledim. Bursa'da çok güzel camiler var. Fakat Bursamıza yakışır dev bir selatin, cuma camileri yok. Sen bir yer bulda buraya yakışır bir cami yapalım. Bu da Cumhuriyet döneminin eseri olsun dedim. Kendisi bir yer bulacak ben de projede yardımcı olacağım. Yakışır, ister. Bize düşen yüz yıl sonra da gurur duyulacak eserler bırakmaktır. Burada devasa bir cami inşa edeceğiz.

BUNLAR PAPA'NIN HUZURUNA ÇIKTI! BUNLAR BÖLÜCÜDÜR

Bunlar bir kadını arabaya hapsedecek kadar edepsiz! Bu bakan be! Bizim orada konsolosluğumuz var bizim topraklarımız. Utanmadan sıkılmadan oraya almadılar. Utanmadan sıkılmadan "Bir kahvaltı yaparız" dediler. Hadi oradan! Öyle 25 kuruşa simit yok! Haddini bil! Öte yandan uçuş izni vermeyeceksin, telefonlara çıkmayacaksın, yok öyle şey... Bu Batı "tek millet"ya hepsi Papa'nın huzuruna gitti. Vatikan AB üyesi değil. Bunlar tek millet. Ateisti, sosyalisti hepsi gidip Papa'nın huzuruna çıktı. Türkiye'yi niye üye yapmadılar. Bu milletin yüzde 99'u müslüman da onun için. Biz bunu bugüne kadar konuşmadık, ama artık konuşacağız. Bunlar bölücü, bunlar dürüst değil! Bunlarda ırkçılık var islamafobi var. Bunlar ikiyüzlü.

TERÖRİSTLERE YOL AÇIK EVET DİYENLERE YOLLAR KAPALI

Kendi topraklarını bizim bakanlarımıza yasaklarken terör örgütlerinin yandaşlarına tüm kapıları sonuna kadar açtılar. Şahsımın şakağına silah dayanıyor, böyle bir pankartı İsviçre Parlamentosu'nun önüne asıyorlar. Bunu yapanları İsviçre polisinin kontrolünde götürüyorlar. Hala susacak mıyız? Bundan dolayı 16 Nisan'da evet diyorum. Bu benim şahsımın meselesi değil. Bu millete olan saygısızlığın hesabını sormaktır. Avrupa'nın her yerinde bunlar istedikleri gibi geziyor mu? Onlara yol açık evet diyenlere yol kapalı.

BİZ AYAKTA KALDIKÇA ONLARIN NEFESLERİ TÜKENİYOR

Bizim bunların kriterlerine ihtiyacımız yok. Bizim Ankara kriterlerimiz var. Biz özgürlüğü, insan haklarını onlar istediği içen değil kendi vatandaşlarımız buna layık olduğu için hayata geçiriyoruz. 16 Nisan'dan sonra bunlarla konuşacağız. Biz yıkılmayıp ayakta kaldıkça onların gücü nefesi tükeniyor.

ATLARIN İTLERİN SALDIRDIĞI HÜSEYİN KARDEŞİM ANKARA'DAYDI

Bugünün hasta adamı artık Avrupa Birliği'dir. Bizi ekonomiyle, vizeye ticaretle tehdit edenler önce dönüp kendilerine baksınlar. Durumları iyi değil. AB artık istihdam umudu olmaktan da çıktı. Avrupalılar işsizliği yükselen yaşlanan bir kıta görecekler. İşte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğu ortaya çıkacak. Bunun üzeri bakanlarımıza uçuş izin vermemekle vatandaşlarımıza atlarla itlerle saldırıları kapatamaz. O atların itlerin Hüseyin Kurt kardeşim bu sabah Ankara'da muhtarlar toplantısına yaptı. İtler ne yazık ki baldırından ısırmış! Yaralar hızla iyileşiyor. Fakat inanç var ya inanç. İman öyle bir cevherdir ki, tekeden süt çıkartır.

O YAVRULARIN DURUMU BİR BABA OLARAK CİĞERİMİ DAĞLIYOR

İdlib'e yaşananları duydunuz değil mi? 100'ü aşkın insan orada şehit edildi. Ey katil Esed, sen bunların ahından nasıl kurtulacaksın! Ey buna sessiz kalan dünya, Birleşmiş Milletler, bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Biz tabii oradan alabildiklerimizi alıyoruz ülkemizde tedaviye. Elimizden geleni yapıyoruz. Ama bu benim için yeterli değil. Üzüntülüyüm, onlar bizim yavrularımız, kardeşlerimiz. Bir baba olarak üzülüyorum. O yavruların durumu ciğerimi dağlıyor. Elimizden geleni yapacağız. İşte bunun için 16 Nisan adeta bir kader çizgimizin çizilmesidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.