GemlikLife

Erdoğan'dan Bursa'ya '15 Temmuz' Övgüsü!

GEMLİK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa'da toplu açılış töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

Burada da 23 kalemde yaklaşık 1 katrilyon lira yatırım bedeli olan eser ve hizmetlerin toplu açılışını resmen gerçekleştiriyoruz. Gençlik ve sporda 36 trilyon yatırımla 2 yurt ve gençlik merkezi, futbol sahaları inşa edildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın, İçişleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın tesisleri tamamlandı. Bursa Büyükşehir Belediyemiz 402 trilyon liralık bir yatırımla 12 adet aracı şehrimize kazandırdı. Bütün bunlarla beraber Bursa bir değişim ve dönüşüm içerisinde. Tüm ilçeler adeta ayağa kalkıyor. Tüm eser ve hizmetlerimizin Bursamıza hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum.

Bursa her hizmeti hak eden bir vilayetimizdir. Biz Allah'ın huzurunda sadece rükuda eğiliriz, hiçbir gücün karşısında değil. Bugüne kadar böyle geldik, bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Biz de Bursayı çok seviyoruz. Rabbim muhabbetimizi daim kılsın. Ülkemiz ne kadar güzelse, milletimiz ne kadar asilse maalesef düşmanlarımız da o kadar kalleş! Maalesef saldırı her zaman dışarıdan gelmiyor. Bazen en büyük ihanetler içeriden çıkabiliyor. Bu konuda ben milletimle aynı düşünüyorum. Diyorum ya, parlamentomuzda bu karar geçtiği anda, bana geldiğinde ben bu kararı onaylarım. Çünkü devlet kendisine karşı işlenen suçları af etmesi mümkündür; yoksa kişilere karşı işlenen suçu devlet olarak biz affedemeyiz.

TEK PARTİ DÖNEMDE BU MİLLETİN BAĞLARI ZAYIFLATILDI

En son 15 Temmuz ihanetini yaşadık mı? Ondan önce bir duvar gibi örülen bir yanlış var. Tek parti döneminde en büyük yanlış insanlarımızın tarihi, kültürü, geçmişi, medeniyetiyle bağlarının zayıflatılmasıydı. Biz Suriye, Irak, Bosna deyince birileri uzaydan gelmiş gibi yüzümüze bakıyor. Hatta tam cahilce Türkiye'nin Irak'la, Bosna'yla ilişkisi ne olabilir diye soruyorlar. Bu coğrafyalar bizim canımızın parçasıdır. Rize ile Batum, Edirne ile Gümülcine, Gaziantep ile Halep, Bursa ile Bosna'yı birbirinden ayrı olarak düşünmek mümkün mü? Bizim gönül sınırlarımız oraları kapsayacak şekilde geniştir. Gönlümüze dar gelse de biz her ülkenin fiziki sınırlarına saygı duyuyoruz.

Bizim derdimiz oralarda yaşayan kardeşlerimizin, oralarda bulunan ecdat yadigarı mirasın korunmasıdır. Tüm bu coğrafyanın her köşesinde atalarımızın ayak izi var, alın teri var, döktüğü kan, yattığı mezar var. Dünyanın 30 ayrı ülkede bizim şehitlerimiz var. Bunlar bizden kopuk, ayrı olabilir mi? Bizim oraları hissetmememiz mümkün mü? Öyle karanlık bir dönem ki, kayıplarımızın sayısını dahi çıkaramamışız.

BİZ UNUTSAK BİLE TARİHİN UNUTMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

Geçtiğimiz 150 yıldır acıları ve kayıpları yüreğimize gömmüş bir milletiz. Bizim kültürümüz yaşadığımız sıkıntı ne kadar büyük olursa olsun böyle vakur bir duruş sergilememizi gerektiriyor. Kültür sıradan bir olay değil. Kültür ecdattan devralınan maddi ve manevi mirasın tümüdür. Biz o mirası yok farzedemeyiz. Duygularımızı ağıtların, türkülerin, manilerin satırları arasında inceden inceye ifade etmişiz. Birileri çıkmış bize geçmişimizi toptan unutturmaya çalışıyor. Biz unutsak da, tarih unutmuyor. Karşımızdakiler hiç unutmuyor.

Maalesef bir dönem bu büyük milleti, bu millet sıradan bir millet değil, kendi tarihinden, geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politika izlenmiştir. Uzun yıllar boyunca öyle çarpık bir eğitim sistemi uygulanmıştır ki, tarihinden haberdar olan bir evladımız, bu ülkenin ve bu milletin geçmişinin 80 yıldan ibaret olduğunu sorar. Uyuya uyuya, yata yata bir nesil büyür mü? Atalarımız bin yıl boyunca Malazgirt seferiyle Anadolu'ya girmişler. Sonra da Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışıyla yolarına devam etmişler.

BUGÜNKÜ SINIRLARIMIZI İSTEYEREK KABUL ETMİŞ DEĞİLİZ

Cumhuriyet bizim ilk değil devletimizdir. Bu devletin sınırlarını isteyerek kabul etmiş değiliz. Uzun zamandır yaşadığımız kesintisiz savaşların, kayıpların etkisiyle biraz nefes alabilmek, kendimizi toparlayabilmek için o dönemde buna tamam denmiş olabilir. Asıl yanlış dönemin tartışmaları şartlarında yapılan bu fedakarlığa teslim olup, toplumu buna göre inşa etmeye kalkışmaktır. İşte biz buna itiraz ediyoruz.

Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet Türkiye başlığı altında kurulmuş devlettir. Bursalılar tencere kapağını bulmayınca yemek kaynamaz derler. Bugün Balkanlarda Türk ifadesi Müslüman hatta İslam kavramı yerine kullanılır. Bu bölgelerde Türk sözü duyarsanız, kökeni meşrebi ne olursa olsun tüm Müslümanları kastedilmiştir. Coğrafyamıza verilen Türkiye ismi bizim için gurur kaynağıdır. Adı milli, milli eğitim sistemimiz hem millilik hem de eğitim, öğretim bölümüne ideal düzeye gelmeden hiçbir meseleyi çözemeyiz.

BURSA MADDİ VE MANEVİ ANLAMDA KURUCU BİR ŞEHİRDİR

Bursa hem maddi hem maddi anlamda kurucu şehirdir. Milletimizin manevi inkişafının kaynaklarını Bursa'da bulmak mümkündür. İznik bu toprakları Türkiye ismiyle buluşturan Anadolu Selçuklu devletinin kurulduğu yer. Osmanlı temelleri Sögüt'te atılan ama Bursa'nın fethiyle rüştünü ispat etmiş bir devlettir. Cumhuriyet döneminde de Bursa her bakımdan önemini, öncülüğünü, değerini korumuştur.

HESAPLARIN ÜSTÜNDE BİR HESABIN OLDUĞUNU UNUTTULAR

15 Temmuz'da FETÖ'cüler darbe girişimine kalkıştığında en sert tepkilerden birini de Bursa verdi. Darbecilere karşı en sert tepkiyi Bursa'daki askeri ve mülki amirler gösterdi. Bursa'nın manevi muhafızların o gece şehrimizi ve ülkemizi yalnız bırakmadıklarına inanıyorum. FETÖ ihanet çetesi bu milleti ve bu memleketi teslim alacaklarını zannetti.

Bursalılar ne diyor: Alçak yerin tepeciği dağ görünür... Zannettiler ki biz 40 yıl silahlı kuvvetlerde, poliste, yargıda, devletin kurumlarında örgütlendik, öyleyse biz bundan sonra istediğimizi yapıp Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçireceğiz. 17-25 Aralık'ta denediler olmadı. 15 Temmuz'da 3-4 günlüğüne tatile gitmiştim. Bir Bursalı kardeşimizin mekanındaydım. Bizi öldürmek için Marmaris'e adım attılar. Fakat bir şeyi bilemiyorlardı. Zannediyorlardı ki, herşey tenkolojidir, silahtır, F-16, helikopter, tanklar, toplar zannediyorlardı. Çünkü hesapların üzerinde bir hesap vardır, o hesap da Allah'ın hesabıdır bunu bilmiyorlardı.

ŞAHSIMA YÖNELİK SALDIRIYI AFFEDERİM AMA MİLLETİME...

Ne hocası? Bundan hoca moca olmaz! O bu ümmeti birbirine düşürdü, bu milleti birbirine düşürdü, anneyi evladından, kardeşi kardeşten ayıracak kadar bir alçak! Bunu yaptı. Şimdi de hepsi toparlandılar tek tek adalete hesap veriyorlar. Biz devlet olarak adil davrandık, adil davranıyoruz. Yoksa bizim askerimiz, jandarmamız, polisimiz bunlar ormana kaçtıklarında Marmaris'ta onları yakaladıkları yerde öldürebilirlerdi, ama öldürmediler. Aldılar yargıya teslim ettiler. Bu millet bu kadar asil. Bak o katillerin içerisinden 39 tane ölen var ama benim 241 şehidim var, 2 bin 194 gazim var. Birileri diyor ki, bize zulüm ediliyor. Ne zulmü? Herşey adaletle götürülüyor. Hatalar varsa, yanlışlar varsa bunları her an devletimiz düzeltmeye hazır. Bu ihanet çetesi mensuplarının tüm ömürleri millete hesap vermekle geçecek. Açık konuşuyorum ben şahsıma her türlü ihaneti, saldırıyı, hakareti affedebilirim. Ama milletime yönelik, ülkeme yönelik hiçbir ihaneti şahsen affetme, görmezden gelme, üstünü örtme hakkım yoktur. Çünkü FETÖ millete ihanet etmiştir, ülkeye ihanet etmiştir, kutsallarımıza ihanet etmiştir. Bursa'da soruyorum sizlere FETÖ'yü affedebilir miyiz? Hala bu örgütün içinde kalanları affedebilir miyiz?

BİLDİKLERİNİZİ ANLATMAZSANIZ SİZİ YERİNİZDE BULURUZ

İhanet virüsü vücuda girince her organı teslim alır. 17-25 Aralık hadisesine kadar bu örgütün gerçek yüzünü görmeyenleri anlayışla karşılamak mümkündür. Ama 17-15'ten sonra örgütün içinde kalanlar ne yaptıklarını bilerek bir tercihte bulunmuşlardır. 15 Temmuz'dan sonra bildiklerini anlatmayan, samimi pişmanlıklarını ortaya koymayanlar asla masum değildir. Ey FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar eğer sizler bildiklerini anlatmayacak olursanız, sizi nerede bulursak alır cezaevlerine tıkarız. O gece milleti katledenlerden bunların bir farkı var mı?

Bizim Özel Harekat'ta 56 şehidimiz var, aslan gibi delikanlılarımız orada şehit oldular. Zihnini ve gönlünü Pensilvanya'daki şarlatana tapulamış olanların bu ülkeyle, bu milletle bir irtibatı kalmamıştır, bunu böyle biliniz. Tespit edilenler adalet önünde hesap veriyor. Tespit edilememiş olanlara sözüm şudur; artık bu milletin yakasını bırakın. Bu milletin sırtında kambur olmaktan vazgeçin.

MEZHEP ÇATIŞMASINA İZİN VERMEYİZ! EL BAB'A YÜRÜYORUZ

Bu musibetten kurtulunca Türkiye'nin önü açılıyor. Suriye'deki olayları görüyorsunuz. PKK'ya karşı tarihimizin en etkili operasyonlarını gerçekleşiyoruz. El Bab'a doğru yürüyoruz. Bütün mesele Irak'ta, Musul'da kurulmaya çalışılan mezhep çatışması senaryosunu bozmak için aktif rol üstleniyoruz. Ekonomide her şeye rağmen umut verici gelişmeler peşpeşe geliyor. Bugün Türkiye 15 Temmuz sabahından daha güçlüdür. Sizden bir şey istiyorum: Tek devlet 80 milyon Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Abazasıyla, Boşnağıyla, Romanıyla tek millet. Tek bayrak. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi. Her yıldız bir şehidin simgesidir. Üçüncüsü tek vatan, dördüncüsü tek devlettir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.